Organik Tavukçu Togo'da Ananas Üretecek
Samsun Bafra'daki çiftliğinde ilk organik tavuğu üreten eski milletvekili Ahmet Aydın, yeni yatırımlar için kolları sıvadı. Organik süt ve kırmızı et de üretecek olan Aydın, Afrika'da da tarım yapacak.
Halasının İstanbul'dan gönderdiği bir kitapçık sayesinde 14 yaşındayken tavukçuluğa merak saran Ahmet Aydın, Türkiye'nin tek organik tavuk üreticisi oldu. Pekin ördeği de üreten ve pazar liderliğini elinde tutan Yeşil Küre Organik Ürünler Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aydın, önümüzdeki günlerde organik süt ve kırmızı et markasıyla da büyük marketlerin raflarında yer almak üzere kolları sıvadı. Aynı zamanda TUSKON üyesi ve Bafra Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı olan Ahmet Aydın, Bafra'daki çiftliğinde sorularımızı yanıtladı:
• Çok büyük bir alanda entegre olarak çalışıyorsunuz. Samsun Bafra'da tavuk üretmek nereden aklınıza geldi?
Herşey İstanbul'da oturan halamın bir gazetenin verdiği kitapçığı bana göndermesiyle başladı. Kitapçık, tavukçuluk sektörüyle ilgiliydi. Ben 14 yaşımda olmama rağmen bu sektöre ilgi duymaya başladım. 1977 yılına geldiğimizde yumurta tavukçuluğunun temelini atmıştık. 4 bin yumurta tavuğu ile işe başladık. 2 yumurtayla 1 kg yem alıyorduk. Şimdi 4 yumurtayla ancak 1 kg yem alınabiliyor. O zaman pazar iyiydi. 1987 yılına kadar 40 bin tavuğumuz oldu. Sonra et tavukçuluğuna başlayalım dedik. Bir grup arkadaşla bir şirket kurduk ve Samsun-Sivas il sınırında et tavukçuluğu tesisimizi kurduk. 3 yıl sonra orayı ortaklara devrettim. Bir süre sonra şu anda bulunduğumuz alanı satın aldım, yola kendi başımıza devam etmeye başladık. 1993 yılında da kesim başladı.
• Neler yapıyorsunuz burada?
Şu anda 45 bin metrekare alanda faaliyet gösteriyoruz. Organik yumurta tavukçuluğunu başlattık. Türkiye pazarının yüzde 35-40'ı bizim elimizde. Bir bölümünde Pekin ördeği üretiyoruz ve yine Türkiye'deki ilk organik et tavuğunu oluşturduk. Yem fabrikası ve kesimhanemiz de yine burada. Dağıtım şirketimizin markası olan Orbital ile büyük zincir marketlerde varız. Daha sonra iki markayla daha varolmayı planlıyoruz. Yılda 7 milyon yumurta üretiyoruz ama gerekirse kapasitemizi 20 milyona kadar çıkabiliriz. Bir de Pekin ördeği üretimimiz var. Bunlardan 200 bin civciv elde ederiz yılda. Bu da 500 ton ördek yapar. • Yumurta ve tavukçuluk sektörü zor. Bir çok firma da zamanında çekilmek zorunda kaldı. Öyle tabi. Mesela Mudurnu gibi dev bir marka vardı. Yok oldu gitti. Başka markalar geldi, yürümedi. Devamlılığı zor bir iş kolu bu. Zaman içerisinde Türkiye'nin büyük ve ünlü grupları bu işe girmeye çalıştı ama yapamadılar. Sadece para yetmiyor ki işi bileceksin, tecrübe olacak, hassas bir çizgi var bu işte.
• İhracat...
1995-2000 yıllarında Türkiye'de en çok tavuk ihracatı yapan firma bizdik. Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan'a veriyorduk. Siyasete girince oralardaki şirketi devrettik. 2006 yılındaki kuş gribi salgınında tüm meslektaşlarımız gibi biz de çok ciddi zarar ettik. O günden sonra da ihracata çok sıcak bakmadık.
• Bundan sonraki projeleriniz, yatırım hedefleriniz neler?
Süt hayvancılığı işimiz de var bizim, 300 başlık. Buradan organik süt hayvancılığına kaymayı düşünüyoruz. Organik et de yapacağız. Başta İstanbul olmak üzere büyük marketlerde yer alacağız. Bizim zaten süt peynir tesisimiz var, bunu organiğe çevireceğiz. Yeşil Küre ya da Ay-Pi markasıyla 6 ay sonra marketlerde yer almış olmayı planlıyoruz. Bunun bize maliyeti çok olmayacak, sadece süt tesisimizi çiftliğin olduğu yere taşıyabiliriz. Günlük 4 ton süt ve elde edilecek ürünler üretilecek. 25 ton kadar da kırmızı et üreceğiz. Organik bir bütünlük arz ediyor. Üretimimizin tamamı organik olacak.
• Yeniden yurtdışına çıkmayı düşünmüyor musunuz?
Geçen yıl Tanzanya ve Kenya'ya gittik. Bundan sonra Orta Afrika'ya gitmeyi planlıyoruz. Kongo, Uganda hedefimizde. Orada üretip satacağız. Kongo geleceğin Brezilyası gibi olacak. Şu anda pazar çok bakir orada. Ekvator kuşağında, Kongo nehri ve havzası var. Verimli bir bölge açıkçası. Geniş bir arazide tarım yapmak istiyorum. Dünyada pazarı olan muz, ananas gibi ürünlere ağırlık vermek istiyorum. Gidince göreceğiz. İç piyasanın ihtiyacını karşıladıktan sonra oradan ihracat yapmayı planlıyoruz. - Peki sıkıntılarınız neler, hükümete iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Aslına bakarsanız sorunlar ortak. Bankalar üreticiyi ciddi sıkıntıya düşürüyor. Mesela bizim bir devlet bankasıyla sıkıntımız var. Krizde 700 bin lira kredi almıştık. Buna 5 milyon lira faiz istiyor. Doğuda 20 milyon liralık yatırım yapana 10 milyon vereceğim diyor. Yüzde 50 teşvik var. Biz de diyoruz ki “fahiş faizi sil diyoruz. 2001 krizinde bu krediyi kullandık. Dünyanın neresinde olursa olsun bu kadar faiz olmaz. Bugüne kadar 1.5 milyon TL ödedik zaten. Anlaşmaya çalışıyoruz ama bir türlü yanaşmıyorlar. Ayakta kalamayan bir çok firma kredi batağı yüzünden iflas etti. Biz ayakta kalmayı başardık. Şimdi devlete diyoruz ki; makul bir yerde anlaşalım, belimizi bükmeyin ki biz de yatırım yapalım, istihdam sağlayalım. Ördek, yatak fiyatını artırıyor Ürettiğimiz Pekin ördeklerini öncelikle Çin restoranlarına, lüks otellere ve tatil köylerine satıyoruz. Ördek lüks tüketim olarak görülüyor, çok da üreticisi yok zaten. Biz pazar lideriyiz. İşletmeci menüsüne ördek eti koyduğunda otelin yatak fiyatı 2 Euro kadar artıyormuş. 'Meclis gergin kavgalar normal' 1999 yılında milletvekili seçildim. Ancak bir daha siyasete girmeyi düşünmüyorum. Bu işin bana göre olmadığını anladım. Siyaseti sevmedim, insanın özel hayatı filan kalmıyor. Kendinden çok şey vermek gerekiyor. Üstelik işlerim de siyasete girince bozulmuştu. Çünkü şirkette tam kurumsallaşamadan bu işlerin içine girmiştim ve ciddi mesai gerektiriyordu. SİYASET DEFTERİNİ KAPATTIM 2001 yılında kriz patladı ve bayağı bir sıkıntı yaşadık. Siyasetten ayrılınca işin başına tekrar geçtim ve o günden beri devam ediyoruz. Siyaset defterini kapattım. Meclis'teki gerilime gelince, tansiyon yüksek. Hele şimdi seçim de yaklaşıyor. Onlar kameraya yansıyanlar, bir de kamera arkası var. Her zaman tartışmalar olur. Kamuoyuna yansıyan görüntüleri de bu şartlarda normal karşılamak lazım. 'Bankaların dağıttığı krediler korkutuyor' Sorunlar bazında iş Ankara'ya kaldı mı takılıp kalıyoruz. Orada bir sıkıntı var. ABD, 1 ton tavuk eti ihracatına 500 dolar destek veriyor biz de 30 dolar destek var. Şu son zamanda çok büyük krediler veriyorlar, bunu kredi değil ihracat desteği şeklinde verseler çok daha doğru bir adım atılmış olur. Kredi furyası beni korkutuyor. Çünkü işi bilmeyen bir çok kişi bu işe girecek, arz yükselecek ve büyük sıkıntı yaratacak. Bilmeyenler kapatacak. İşi bilen ihracatını yapan desteklenmeli, sektöre gireni desteklersen bunlar iki yıla kalmaz batar, mevcut tesisler de zarar görür. 2006-2008 yıllarında olduğu gibi büyük zararlar olur. Türkiye'nin ödemeler dengesi açığı var, bu ona da fayda sağlar. Türkiye'de 1 milyon 250 bin ton tavuk üretimi var, bunların ihracat desteği olursa üretim daha da artar ve dışarı satış artar. Ama içeri desteklenirken dışarıya bir destek verilmezse üretim artar.
Halasının İstanbul'dan gönderdiği bir kitapçık sayesinde 14 yaşındayken tavukçuluğa merak saran Ahmet Aydın, Türkiye'nin tek organik tavuk üreticisi oldu. Pekin ördeği de üreten ve pazar liderliğini elinde tutan Yeşil Küre Organik Ürünler Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aydın, önümüzdeki günlerde organik süt ve kırmızı et markasıyla da büyük marketlerin raflarında yer almak üzere kolları sıvadı. Aynı zamanda TUSKON üyesi ve Bafra Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı olan Ahmet Aydın, Bafra'daki çiftliğinde sorularımızı yanıtladı:
• Çok büyük bir alanda entegre olarak çalışıyorsunuz. Samsun Bafra'da tavuk üretmek nereden aklınıza geldi?
Herşey İstanbul'da oturan halamın bir gazetenin verdiği kitapçığı bana göndermesiyle başladı. Kitapçık, tavukçuluk sektörüyle ilgiliydi. Ben 14 yaşımda olmama rağmen bu sektöre ilgi duymaya başladım. 1977 yılına geldiğimizde yumurta tavukçuluğunun temelini atmıştık. 4 bin yumurta tavuğu ile işe başladık. 2 yumurtayla 1 kg yem alıyorduk. Şimdi 4 yumurtayla ancak 1 kg yem alınabiliyor. O zaman pazar iyiydi. 1987 yılına kadar 40 bin tavuğumuz oldu. Sonra et tavukçuluğuna başlayalım dedik. Bir grup arkadaşla bir şirket kurduk ve Samsun-Sivas il sınırında et tavukçuluğu tesisimizi kurduk. 3 yıl sonra orayı ortaklara devrettim. Bir süre sonra şu anda bulunduğumuz alanı satın aldım, yola kendi başımıza devam etmeye başladık. 1993 yılında da kesim başladı.
• Neler yapıyorsunuz burada?
Şu anda 45 bin metrekare alanda faaliyet gösteriyoruz. Organik yumurta tavukçuluğunu başlattık. Türkiye pazarının yüzde 35-40'ı bizim elimizde. Bir bölümünde Pekin ördeği üretiyoruz ve yine Türkiye'deki ilk organik et tavuğunu oluşturduk. Yem fabrikası ve kesimhanemiz de yine burada. Dağıtım şirketimizin markası olan Orbital ile büyük zincir marketlerde varız. Daha sonra iki markayla daha varolmayı planlıyoruz. Yılda 7 milyon yumurta üretiyoruz ama gerekirse kapasitemizi 20 milyona kadar çıkabiliriz. Bir de Pekin ördeği üretimimiz var. Bunlardan 200 bin civciv elde ederiz yılda. Bu da 500 ton ördek yapar. • Yumurta ve tavukçuluk sektörü zor. Bir çok firma da zamanında çekilmek zorunda kaldı. Öyle tabi. Mesela Mudurnu gibi dev bir marka vardı. Yok oldu gitti. Başka markalar geldi, yürümedi. Devamlılığı zor bir iş kolu bu. Zaman içerisinde Türkiye'nin büyük ve ünlü grupları bu işe girmeye çalıştı ama yapamadılar. Sadece para yetmiyor ki işi bileceksin, tecrübe olacak, hassas bir çizgi var bu işte.
• İhracat...
1995-2000 yıllarında Türkiye'de en çok tavuk ihracatı yapan firma bizdik. Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan'a veriyorduk. Siyasete girince oralardaki şirketi devrettik. 2006 yılındaki kuş gribi salgınında tüm meslektaşlarımız gibi biz de çok ciddi zarar ettik. O günden sonra da ihracata çok sıcak bakmadık.
• Bundan sonraki projeleriniz, yatırım hedefleriniz neler?
Süt hayvancılığı işimiz de var bizim, 300 başlık. Buradan organik süt hayvancılığına kaymayı düşünüyoruz. Organik et de yapacağız. Başta İstanbul olmak üzere büyük marketlerde yer alacağız. Bizim zaten süt peynir tesisimiz var, bunu organiğe çevireceğiz. Yeşil Küre ya da Ay-Pi markasıyla 6 ay sonra marketlerde yer almış olmayı planlıyoruz. Bunun bize maliyeti çok olmayacak, sadece süt tesisimizi çiftliğin olduğu yere taşıyabiliriz. Günlük 4 ton süt ve elde edilecek ürünler üretilecek. 25 ton kadar da kırmızı et üreceğiz. Organik bir bütünlük arz ediyor. Üretimimizin tamamı organik olacak.
• Yeniden yurtdışına çıkmayı düşünmüyor musunuz?
Geçen yıl Tanzanya ve Kenya'ya gittik. Bundan sonra Orta Afrika'ya gitmeyi planlıyoruz. Kongo, Uganda hedefimizde. Orada üretip satacağız. Kongo geleceğin Brezilyası gibi olacak. Şu anda pazar çok bakir orada. Ekvator kuşağında, Kongo nehri ve havzası var. Verimli bir bölge açıkçası. Geniş bir arazide tarım yapmak istiyorum. Dünyada pazarı olan muz, ananas gibi ürünlere ağırlık vermek istiyorum. Gidince göreceğiz. İç piyasanın ihtiyacını karşıladıktan sonra oradan ihracat yapmayı planlıyoruz. - Peki sıkıntılarınız neler, hükümete iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Aslına bakarsanız sorunlar ortak. Bankalar üreticiyi ciddi sıkıntıya düşürüyor. Mesela bizim bir devlet bankasıyla sıkıntımız var. Krizde 700 bin lira kredi almıştık. Buna 5 milyon lira faiz istiyor. Doğuda 20 milyon liralık yatırım yapana 10 milyon vereceğim diyor. Yüzde 50 teşvik var. Biz de diyoruz ki “fahiş faizi sil diyoruz. 2001 krizinde bu krediyi kullandık. Dünyanın neresinde olursa olsun bu kadar faiz olmaz. Bugüne kadar 1.5 milyon TL ödedik zaten. Anlaşmaya çalışıyoruz ama bir türlü yanaşmıyorlar. Ayakta kalamayan bir çok firma kredi batağı yüzünden iflas etti. Biz ayakta kalmayı başardık. Şimdi devlete diyoruz ki; makul bir yerde anlaşalım, belimizi bükmeyin ki biz de yatırım yapalım, istihdam sağlayalım. Ördek, yatak fiyatını artırıyor Ürettiğimiz Pekin ördeklerini öncelikle Çin restoranlarına, lüks otellere ve tatil köylerine satıyoruz. Ördek lüks tüketim olarak görülüyor, çok da üreticisi yok zaten. Biz pazar lideriyiz. İşletmeci menüsüne ördek eti koyduğunda otelin yatak fiyatı 2 Euro kadar artıyormuş. 'Meclis gergin kavgalar normal' 1999 yılında milletvekili seçildim. Ancak bir daha siyasete girmeyi düşünmüyorum. Bu işin bana göre olmadığını anladım. Siyaseti sevmedim, insanın özel hayatı filan kalmıyor. Kendinden çok şey vermek gerekiyor. Üstelik işlerim de siyasete girince bozulmuştu. Çünkü şirkette tam kurumsallaşamadan bu işlerin içine girmiştim ve ciddi mesai gerektiriyordu. SİYASET DEFTERİNİ KAPATTIM 2001 yılında kriz patladı ve bayağı bir sıkıntı yaşadık. Siyasetten ayrılınca işin başına tekrar geçtim ve o günden beri devam ediyoruz. Siyaset defterini kapattım. Meclis'teki gerilime gelince, tansiyon yüksek. Hele şimdi seçim de yaklaşıyor. Onlar kameraya yansıyanlar, bir de kamera arkası var. Her zaman tartışmalar olur. Kamuoyuna yansıyan görüntüleri de bu şartlarda normal karşılamak lazım. 'Bankaların dağıttığı krediler korkutuyor' Sorunlar bazında iş Ankara'ya kaldı mı takılıp kalıyoruz. Orada bir sıkıntı var. ABD, 1 ton tavuk eti ihracatına 500 dolar destek veriyor biz de 30 dolar destek var. Şu son zamanda çok büyük krediler veriyorlar, bunu kredi değil ihracat desteği şeklinde verseler çok daha doğru bir adım atılmış olur. Kredi furyası beni korkutuyor. Çünkü işi bilmeyen bir çok kişi bu işe girecek, arz yükselecek ve büyük sıkıntı yaratacak. Bilmeyenler kapatacak. İşi bilen ihracatını yapan desteklenmeli, sektöre gireni desteklersen bunlar iki yıla kalmaz batar, mevcut tesisler de zarar görür. 2006-2008 yıllarında olduğu gibi büyük zararlar olur. Türkiye'nin ödemeler dengesi açığı var, bu ona da fayda sağlar. Türkiye'de 1 milyon 250 bin ton tavuk üretimi var, bunların ihracat desteği olursa üretim daha da artar ve dışarı satış artar. Ama içeri desteklenirken dışarıya bir destek verilmezse üretim artar.
Yorumlar