Sahte organik ürünler nasıl ANLAŞILIR?
Sahte organik ürünler nasıl ANLAŞILIR?
Organik ürülerde ihracat arttı, aracılar yüzünden iç talep frenlendi. Ürünlerin Avrupa'Ya gittiğini belirten Prof. Dr. Nurgül Türemiş, tüketicinin sahte 'organik'ler yüzünden güvenini yitirdiğini söylüyor
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurgül Türemiş, dünyada her yıl yüzde 30 büyüyen organik ürün talebinin, Türkiye’de, aracıların yüksek kar marjı nedeniyle frenlendiği, ihracatın ise arttığını söyledi.Türemiş, yetiştirilme süreçlerinde herhangi bir kimyasal kökenli madde ile takviye edilmeyen, bu sayede insan sağlığını, bu yönüyle tehdit etmeyen organik ürünlerin tüketiminin dünyada hızla yaygınlaştığını, buna karşın Türkiye’de istenilen tüketici kitlesine ulaşamadığını belirtti.Organik üründe dünyada yaklaşık 30 milyar dolarlık bir pazar bulunduğunu ve her yıl yüzde 30 büyüme gösterdiğini anlatan Türemiş, Türkiye’deki pazar büyüklüğünün ise 20 milyon dolarla sınırlı kaldığını, bunun nedeninin ise aracıların yüksek kar hırsı olduğunu söyledi.Türemiş, Türkiye’nin Çin ve Hindistan ile organik üründe dünyanın en büyük 3 ihracatçı ülkesi olduğuna dikkati çekerek, "Bu potansiyele rağmen Türk çiftçisinin yetiştirdiği organik ürünleri Avrupalı yiyor. İhracat daha çok Almanya, İngiltere, İsviçre, Avusturya, Hollanda, Fransa ve Danimarka’ya yapılıyor" dedi.Türkiye’nin organik ürün ihracatının resmi olmayan rakamlara göre yaklaşık 100 milyon dolar civarında olduğunun tahmin edildiğini belirten Türemiş, şöyle devam etti: "İç piyasadaki tıkanmayı aşmanın yolu, organik ürünü ucuza satmaktan geçiyor. Tüketici, pahalı olduğu için organik ürün almıyor. Oysa, yasa gereği organik ürünler üreticiden tüketiciye doğrudan pazarlanabilir, yani toptancı hallere girme zorunluluğu bulunmuyor. Bu nedenle tüm il, ilçe ve beldelerde belediyeler, organik ürün üreticilerine doğrudan satış noktaları tahsis etmek zorunda."Acaba organik mi?Türemiş, organik ürün tüketimini olumsuz etkileyen bir başka faktörün ise tüketicideki güvensizlik olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Tüketici, organik ürünü alacak ama organik olup olmadığı kaygısı yaşıyor. Oysa, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, resmi web sitesinde organik ürün yetiştiren firmaların isimlerini yayınlıyor. Ayrıca, organik ürünün etiketinde Tarım Bakanlığı’nın organik tarım logosu yer almalı. Ekolojik ürünler, diğer ürünlerden ayrı reyon ve bölümlerde satışa sunulmalı. Organik ürün reyonu olduğu açıkça belirtilmeli. Ayrıca, ürünün kapalı ambalajda olması zorunluluğu da var. Tüketiciler bunlara dikkat ederlerse yanılma payları kalmaz."Türemiş, Türkiye’de pestisitlerin en fazla imal edildiği yerin İstanbul en fazla kullanıldığı yerin ise Akdeniz Bölgesi ve Çukurova olduğuna dikkati çekerek, "Dolayısıyla pestisitlerin olumsuz etkileri de en fazla bu bölgelerde görülüyor. İlaç kalıntılarının neden olduğu sağlık sorunlarının organik ürün tüketimiyle bertaraf edilmesinin mümkün olduğu unutulmamalı" dedi.
Organik ürülerde ihracat arttı, aracılar yüzünden iç talep frenlendi. Ürünlerin Avrupa'Ya gittiğini belirten Prof. Dr. Nurgül Türemiş, tüketicinin sahte 'organik'ler yüzünden güvenini yitirdiğini söylüyor
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurgül Türemiş, dünyada her yıl yüzde 30 büyüyen organik ürün talebinin, Türkiye’de, aracıların yüksek kar marjı nedeniyle frenlendiği, ihracatın ise arttığını söyledi.Türemiş, yetiştirilme süreçlerinde herhangi bir kimyasal kökenli madde ile takviye edilmeyen, bu sayede insan sağlığını, bu yönüyle tehdit etmeyen organik ürünlerin tüketiminin dünyada hızla yaygınlaştığını, buna karşın Türkiye’de istenilen tüketici kitlesine ulaşamadığını belirtti.Organik üründe dünyada yaklaşık 30 milyar dolarlık bir pazar bulunduğunu ve her yıl yüzde 30 büyüme gösterdiğini anlatan Türemiş, Türkiye’deki pazar büyüklüğünün ise 20 milyon dolarla sınırlı kaldığını, bunun nedeninin ise aracıların yüksek kar hırsı olduğunu söyledi.Türemiş, Türkiye’nin Çin ve Hindistan ile organik üründe dünyanın en büyük 3 ihracatçı ülkesi olduğuna dikkati çekerek, "Bu potansiyele rağmen Türk çiftçisinin yetiştirdiği organik ürünleri Avrupalı yiyor. İhracat daha çok Almanya, İngiltere, İsviçre, Avusturya, Hollanda, Fransa ve Danimarka’ya yapılıyor" dedi.Türkiye’nin organik ürün ihracatının resmi olmayan rakamlara göre yaklaşık 100 milyon dolar civarında olduğunun tahmin edildiğini belirten Türemiş, şöyle devam etti: "İç piyasadaki tıkanmayı aşmanın yolu, organik ürünü ucuza satmaktan geçiyor. Tüketici, pahalı olduğu için organik ürün almıyor. Oysa, yasa gereği organik ürünler üreticiden tüketiciye doğrudan pazarlanabilir, yani toptancı hallere girme zorunluluğu bulunmuyor. Bu nedenle tüm il, ilçe ve beldelerde belediyeler, organik ürün üreticilerine doğrudan satış noktaları tahsis etmek zorunda."Acaba organik mi?Türemiş, organik ürün tüketimini olumsuz etkileyen bir başka faktörün ise tüketicideki güvensizlik olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Tüketici, organik ürünü alacak ama organik olup olmadığı kaygısı yaşıyor. Oysa, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, resmi web sitesinde organik ürün yetiştiren firmaların isimlerini yayınlıyor. Ayrıca, organik ürünün etiketinde Tarım Bakanlığı’nın organik tarım logosu yer almalı. Ekolojik ürünler, diğer ürünlerden ayrı reyon ve bölümlerde satışa sunulmalı. Organik ürün reyonu olduğu açıkça belirtilmeli. Ayrıca, ürünün kapalı ambalajda olması zorunluluğu da var. Tüketiciler bunlara dikkat ederlerse yanılma payları kalmaz."Türemiş, Türkiye’de pestisitlerin en fazla imal edildiği yerin İstanbul en fazla kullanıldığı yerin ise Akdeniz Bölgesi ve Çukurova olduğuna dikkati çekerek, "Dolayısıyla pestisitlerin olumsuz etkileri de en fazla bu bölgelerde görülüyor. İlaç kalıntılarının neden olduğu sağlık sorunlarının organik ürün tüketimiyle bertaraf edilmesinin mümkün olduğu unutulmamalı" dedi.
Yorumlar